17 Aralık 2008 Çarşamba

Tırt Bir Rüya



Dün gece bir rüya gördüm efendim; paylaşacagım sizlerle. Bir arkadaşımla İstiklal Caddesinde yürüyoruz. Günlerden yılbaşı, ortalık neşeli cıbıl kaynıyor. Tarlabaşı, G.O.P, Fikirtepe, Örnek, Gazi, Hacıhüsrev Travestiler... bütün gençlik orda anlayacagınız. Bu bilgiyi şimdi mi vermeliyim kestiremedim ama bir de süpriz konser var. Tarkan ... Bilinçaltımın kölesi olmuşum Tarkan'a Ağa Cami'nin sokagında konser verdiriyorum. O da iyi diyorsanız eger yazmaya devam edelim.

Neşeli bir şekilde yılbaşı heyecanını içimde hissediyorken birden bir patırtı kopuyor. Cam kırılma sesi. Önce bi aaaananıskim nooluyo nidaları, ardından olay anlaşılıyor. 3 5 genç kavgaya tutuşmuş. İzliyoruz. İnsanlar müzisyenleri dinlerken aldıkları düzeni alıyorlar izliyorlar.enstürmanlar eller ayaklar agızlarda '' hişş hüşşş olum bak hişş hüşşşş '' şeklinde mırıldanmalar. Duvar kenarında tartaklamalar. İzliyoruz. Bir başka olur taksim kavgaları diyoruz eglenceli olur izlemek lazım belki küfür literatürümüze yeni bir şey katarız diyoruz ama olmuyor işler korkunç bir hal alıyor. Bir kavga da öbür tarafta çıkıyor.başka bir kavga başka tarafta. Nooluyo lan diyoruz arkadaşımla. Sonra anlıyoruz ki bir terör saldırısının içine düşmüşüz. Eylem yaman, baltalı adamlar var. Kafalarına göre sallıyolarlar baltaları. İnsanları parçalıyorlar. Parçaladıkları adam da sonradan ayaga kalkıp onlardan oluyor. Fena yani durumlar. Bir tanesi sıyrılıp üzerime koşuyor. Bi tarafım atıyor.
Biliyorum ölürsem onlardan olacagım. Tam baltayı sallayacak yalvarırcasına elimi açıyorum. Geber kafir diyor banamısın demiyor. Mendebur sallıyor baltayı. Bir hareket sıyrılıyorum ama ucundan dokunuyor balta. Kolumda bir sıyrık, hemen kaçıyorum. Kovalarken alıyolar aşagı genci. Arkadaşımı bulmaya çalışıyorum. O da almış ufak tefek yaralar. Kaçıyoruz hemen. Adamlar tahminimce Radikal islamcı ve yılbaşında herkes içki içiyor diye taksimde baltalı katliam yapmaya çıkmışlar. Nasıl fantazi ama. Köşeye sıkıştırdıklarına salavat getir pezevenk diyorlar kafayı alıp çantaya koyuyorlar. Polis niye yok ben de bilmiyorum sormayın işte. O da planın bi parçasıymış derim yoksa. Neyse; aklıma bir fikir geliyor. Tarkan konserine gitmek... Tarkanın sahne malzemelerini taşıyan bir tır var. Sahibi ahbabım. Öbür arkadaşla atlıyoruz tırın arkasına. Basıyoruz kuzu kuzu... Aksiyon olacak ya, tırın arkasına tutunmuşuz tramvaya asılan çocuklar gibi. Halbuki şoforü ahbabım, öne binsene. Heralde radyonun sesi oraya da geliyor diye binmemişiz ilginç tabi. İçimiz rahat taksimin kargaşasından kurtuluyoruz. Hani Hollywood filmlerinde patlama olur da kahramanlar bi vasıtaya son anda tutunurlar alevlerin arasından sıylırlar fln öyle bir kaçma sahnesi. Taksim bir zombi filmi olmuş adeta...Haberlerde bildiriyorlar insanlara. '' Taksimde baltalı dehşet.... Terör örgütü aids mikroplu baltalarla bıdı bıdı... ''. Duyunca ben tırı bırakıyorum. atıyorum zombilerin içine kendimi. O sırada uyandım. Korkmuşum. Bi bardak su içtim.





16 Aralık 2008 Salı

kurt ve ben




bende utangaç bir alternoluk vardı.


o yüzden kurt cobain ekolüne yönelmiştim.


kazagımın etegini maket bıçagıyla parçalar

sonra da güveler yedi derdim

ne arkadaşlarım yerdi ne de ben

işte böyle bir gençtim ben



yay yay yeee le ley ley leeee



kadıköy burger king de bir arkadaşınızı beklemek zorunda kalırsanız saga sola bakınmaktansa gözlerinizi kapayıp inceden inceden arkada çalan şarkıya dikkat edin.bir ay kadar önce bu deneyimi yaşadım.gözlerimi kapadım ve o ince ince çalan, pazar günü yayınlanan otomobil yada havacılık programlarında kullanılanlara benzeyen, yay yay yeee le ley ley leee sızlanmasının nakarıtını oluşturdugu o yavşak şarkıyı dinlemeye koyulmuştum.herkes her şarkıyı sevmek zorunda degil ama bu şarkının özelligi ya hiç bitmiyor olması yada insanı zamanın nasıl geçtigini anlayamayacak hale getirmesi.bir buçuk saate yaklaşan bekleme süremi bilinç altına yerleşen yay yay yeee le ley ley leee melodisiyle geçirmek çok korkunç bişey olsa gerek.ama o günün asıl kabusu bunun kendi kafamın içinde gerçekleştigini mi yoksa dışarıdan bi kuvvet tarafından yöneltigini anlayamamadı.arkadaşlarımı beklemiştim ama uyuz oldugum melodi devam ediyordu.her defasında daha da kıvrılan bir erkek sesiyle bu şarkı tekrar ediyordu.tükenmiştim.


dün yine kadıköy burger kinge yolum düştü.bir arkadaşımı görmem gerekti.yine yiyecegi yemege ve edecegi muhabbete odaklanan insan beyni kendisi için kurulmuş olan tuzaktan habersizdi.önce patateslerimi bitirdim.onlar tükenirken görüşmem gereken arkadaşımla bir kaç dedikodu yaptık.sonra hamburgerimi dişledim.yarısına geldigimde kendimi önüne atılmış yemi yerken harekete geçen düzenegin üzerine kafes kapattıgı bir güvercin gibi hissettim.ben bir güvercin kadar masum yemegimi yerken beni yakalayan avcı burger king in kahkahaları yay yay yeee le ley ley leeee şeklinde yeryüzünde yankılanıyordu.evet bir ay sonra yine bu tuzaga düşmüştüm.o şarkı devam ediyordu.hala ardarda durmaksızın çalıyordu.bu nasıl mümkün olabilirdi.